Nöropolitik Verilere Ulaşmanın Siyasal Etik Açısından Değerlendirilmesi
Öz
Son yıllarda, karar verme mekanizması olan beyinin oy verme davranışına çıkan labirentlerine hâkim olmak isteyen politikacılar ve siyaset teorisyenleri, artan bir istekle sinirbilimin iç görülerine ve yeni yaklaşımlarına başvurmaktadır. Multidisipliner bir kavram olan nöropolitika, politik bilimin, psikolojinin, davranış bilimlerin ve nöroloji biliminin verilerini harmanlayarak kitlelerin sosyal ve politik eğilimlerini tespit etmeye çalışan disiplinler arası bir girişimdir. Nöropolitika, hangi motivasyonların kitlelerin oy verme davranışını etkilediğini araştıran, siyasi partilerin ve politikacıların kitleler üzerindeki etki gücüne çalışan, beyinde gözlemlenen dalgalar ile bilinçaltı algıyı ölçerek karar alıcılar ile seçmenler arasındaki etkileşimin verimliliğini ortaya çıkarmayı amaçlayan nörobilimsel bir yaklaşımdır. Bireyin politik yönelimini, nörogörüntüleme yöntemleri ile “okumak”, iki farklı grubun sinirsel aktivitelerinden dünya görüşleri ile ilgili gizli püf noktalara ulaşmak mümkün. Beyinin uyaranlara karşı reaksiyonunun çok yönlü değerlendirilmesinde Elektroensefalogram (EEG), EyeTraking (Göz Tarama), fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) vb. yöntemler kullanılmaktadır. Verilen mesajlara bilinçaltının tepkisini ölçmek için, yüksek frekanslı elektromanyetik darbelerle uyarılan beynin aktif kısımları incelenir. Beynin farklı bölümlerinde meydana gelen elektriksel dalgalanmaların nörometrik ölçümlerinin ya da göz bebeği hareketlerini tespit eden biyometrik ölçümlerin bilgisayara aktarılması ile ortaya çıkan veriler işlenir. Siyasal iletişimde optimal etkinlik arayan politikacılar, doğru söylem, ideal aday ve verimli seçim kampanyaları belirlemede, nörogörüntüleme ölçüm tekniklerinin sunduğu kanıtlara güvenerek, hedef seçmenlere uygun içerik ve iletiler oluşturmayı amaçlamaktadır. Ancak seçmenlerin siyasi eğilimlerini nörogörüntüleme yoluyla belirlemek ya da öğrenmek etik midir sorusu güncelliğini korumaktadır. Karar alıcıların ya da politikacıların politik yönelimin zihinsel mahremiyetini koruyabilecek olgunlukta olup olamayacakları da tartışmalıdır. Sorun şu ki, beyni izlemenin önemli nöroetik etkileri olabilir. Nörogörüntüleme ile politik yaklaşımların kanıtlarına ulaşılırsa, bireyleri belirli amaçlar doğrultusunda manipüle etmek kolaylaşabilir. Sinirbilimin verilerini siyasi liderlerin kamu politikalarını belirlemede kullanabilmeleri, iktidarı ele tutmanın dayanılmaz cazibesi nedeniyle, gücü kötüye kullanma yönünde teşvik edici olabilir. Bu nedenle, nöropolitik araştırmaların seçmenlerin hür iradelerini etkileyebileceği, önyargıları arttırabileceği, geniş halk kitlelerini manipüle edebileceği gerçeği tartışılmakta ve belirli etik kodlamalarla sınırlılıklar getirilmesi tavsiye edilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Tam Metin:
PDFRefback'ler
- Şu halde refbacks yoktur.